18 Temmuz 2014 Cuma

İsrailli Dostlarımı Kutluyorum

Lütfen taşlamadan önce bir dakikanızı ayırınız sonra atacağınız her taş başım üstüne.


Bizim İsrail’e tepkimiz ne kadar gerçek?

Düşünüyorum da dünyanın neresinde olursa olsun ortada bir zulüm varsa bunun iki tarafı vardır. Zalim tarafı sadece şiddeti icra edenlerden oluşmaz bunu alkışlayanlarda görüp ses çıkarmayanlarda zalimdir. Mazlum ise sadece şiddetin mağduru değildir aynı zamanda bunu yüreğinde hissedenleri ve sesini çıkaranları da kapsar.


İsrail vatandaşı olsaydık tepkimiz ne olurdu?

Bu çerçeveden değerlendirdiğimizde biz hangi tarafta olurduk? Şunu tüm samimiyetimle ifade etmeliyim ki bir avuç insan dışında hepimiz meydanlarda toplanıp atılan bombalarla kendimizden geçerdik.  Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse: Geçtiğimiz günlerde bir Kürt çocuğu şu veya bu sebeple bayrağımızı indirdi. Peki biz şiddeti artırmadığı ve Pkk’nın ekmeğine yağ sürmediği için kutlamamız gereken komutanı yerden yere vurmadık mı? Bilinçli veya bilinçsiz bayrağı indiren kişiyi bir elimize geçirsek “81 parçaya bölüp her ilde kutlamalar eşliğinde parçalarını yakmayı” düşünmedik mi? Ölü bir çocuğun annesini meydanlarda yuhalamadık mı? Ölen işçi yakınlarını başbakan düzeyinde tartaklamadık mı? Geçmişimiz ortada: iki kaya için “savaş!” narası atan Çiller’in ABD’de ki villalarını görmezden gelmedik mi? Sahi başka sebep yokken sırf “Kıbrıs Fatihi” diye Ecevit’e kaç kez oy verdik?
Sebepler başka başka bizim şiddete olan arzumuz hep aynı.


israil-de-israil'i-protesto


Mazlumdanmış gibi görünmek.

Şimdi tekrar düşünürsek bizim tarafımız çoktan zalimin yanıdır. Mazlumdanmış gibi görünmemizin birkaç politik ve dini sebebi vardır elbet ama samimiyetten uzak bir görüntüden ötesi değildir. Bu demek değildir ki susup oturalım. Sadece görüntü için bile olsa zalimin karşısında durmaya devam edelim. Umulur ki bir gün samimi mazlum dostlarından oluruz.


Kim bu samimi mazlum dostları?

Tahmin edeceğiniz gibi "politik çıkarlar" ve "oy oranları" dışında derdi olmayan politikacılarımızdan hiç birisi değil.
Kınamaya bile zor tenezzül eden dünya devletlerinin başkanları da değil.
Bizim gibi bir öyle bir böyle çıkarına göre taraf seçenler de değil.

Bu samimi mazlum dostları 3 veya 5 kişi. Belki 1 kişi amma dünyaya bedel. Çünkü bu yürekli insanlar çocukluklarından beri aileden, din adamından, okullardan, basından sürekli aşılanan “şiddet methiyelerine” rağmen “Filistin’in haksızlığa uğradığını” İsrail vatandaşı bir Yahudi olarak Tel Aviv’den haykırdılar.  Bu yürekli mazlum dostlarına en içten selamlarımı yolluyorum. 

İsrail de tüm devlete, kamuoyuna, yetiştirilmelerine, sosyal çevrelerine, inançlarına karşı korkusuzca haksızlığı protesto eden bu insanlar gibi “Tek de kalsam tüm samimiyetimle hakkı haykıracağım” fikrine erişebilmek umuduyla.

#FreePalestine

Related Articles

0 yorum:

Yorum Gönder